4 Mayıs 2010 Salı

AKDENİZ KOKOREÇ - ŞİŞHANE

Bir Pazar akşamı. Saat 19:00 civarı. Güneşli bir pazar sabahını işte geçiren biri olarak gelen teklifi reddetmedim ve alelacele soluğu Şişhane'de aldım. Nam-ı diğer Kuledibi'nde. Galata Kulesi'nin yurt dışında hissettirdiği atmosferi, etrafında bulunan az da olsa cafe-restoranlar geçmişimi sorgulamaya sevk etti beni. Neden burada ev tutmadım? İleri görüşlü olmadığım için tabii...

Neyse bir kokoreççi tanıtımında olmaması gerekenlerle başladığımız yazımızda gelelim kuzu etinin faydalarına. İstanbul'un ünlü kokoreççilerinden duyduğumuza göre dönem kuzu dönemi olduğu için kokoreçlerin en lezzetli zamanını yaşıyoruz. İnanın kokuları bile bir başka bu aralar. Zaten o kadar restaurant varken gelen geçenin arasında kokoreci seçmemizde kokular ana etmen oldu. Akdeniz Kokoreç Tünel'den Şişhane'ye inilen yokuşun hemen başında yer alıyor. Dışarıya atılmış sandalyelerde kokoreçinizi yerken garip garip bakan turistlerin dikkatleri arasında, köşede 1 TL'ye ananas dilimi satan seyyar satıcıların adeta haykırışları içerisinde kokoreç size farklı bir tat sunabiliyor. Lezzet açısından iyi, kokusu yok, temiz ve mekanın tuvaleti de yok, sadece lavabo ile idare edeceksiniz. Bu da bir dip not. Biraların üzerine yediğimizi de belli edelim. Normal bir zamanda yemeyiz... Saygılar

Hiç yorum yok: