29 Kasım 2010 Pazartesi

KILIÇOĞLU - ERZURUM

Erzurum'da cafe denince akla ilk olarak Kılıçoğlu geliyor. Nereye gitseniz karşınıza Kılıçoğlu çıkıyor. Kampüsün içerisinde, Erzurumluların Mecburiyet Caddesi olarak adlandırdıkları Cumhuriyet Caddesi'nde... Bir cafe ile çıktıkları yolda şimdi bir zincir oluşturdular, başka markalarla da hizmet veriyorlar. Üniversite yıllarımın Mecburiyet Cafe'si olan Kılıçoğlu'nu modernize edilmiş yeni yerinde ziyaret etme fırsatı buldum tam 6 yıl sonra. Erzurum'da oturabileceğiniz nadir güzel cafelerden biri olan Kılıçoğlu'nda fiyatlar Erzurum'a göre biraz tuzlu olsa da İstanbul'dan gelenler için gayet normal.

Ürünlerinin çok iyi olduğunu belirtmekle beraber dikkatimi çeken şey sigara yasağının deliniş şekli oldu. Her masada Cappy Şeftali kutuları yer alıyor ve bunlar kül tablası görevini görüyor. Garson kül tablası toplar gibi bu Cappy Şeftali kutularını topluyor ve istediğiniz zaman da değiştiriyor. Her masada Cappy bulmak mümkün...

Erzurum'dan saygılar. Şehri yavaş yavaş tamamlıyoruz. Bir de geleneksel Kadayıf Dolması olayına gireceğiz ve yavaş yavaş noktayı koyacağız Dadaşlar Diyarı'na...

20 Kasım 2010 Cumartesi

İSTANBUL'DA BOĞAZ TURU

Eğer İstanbul'a bir misafiriniz geliyorsa veya siz misafir oluyorsanız, kız arkadaşınızla romantik dakikalar yaşamak istiyorsanız İstanbul'da mutlaka boğaz turuna çıkmalısınız, bana hak vereceksiniz.

Peki, boğaz turuna nasıl çıkılır? Nereden binilir? Boğaz turunun ücreti ne kadardır?

Son entrylerimizde mekanları bıraktı, sarayları, deniz turlarını yazmaya başladık, hadi hayırlısı.

İstanbul'a gelen her misafirimin mutlaka boğazın kokusunu almasını sağlarım. Bu zaman zaman boğazda yenen yemeklerle olur yada boğaz turuyla... Boğaz turu için genelde Ortaköy'ü tercih ederim. Kumpirimizi yer, kahvemizi içer, Ortaköy'de bulunan Mecidiye Camii'sinin önünde klasik fotoğrafımızı çeker, köprü arka planlı fotoğrafımızı da arşivimize ekleriz.

Ortaköy'den çıkarım Boğaz Turu'na ve bunun için de adam başı 10 TL öderim. İstanbul'un denize nazır tarihi yerlerini, uçuşan martıları, zaman zaman sudaki pislikleri, esen yelleri hissederim. 1 saat süren boğaz turunda çayımı, kahvemi hatta biramı bile içebilirim. En çok söyledim söz ise "Ya bu evlerde kimler oturuyor acaba?" dır. Hala cevap alabilmiş değilim soruma... Saygılar

19 Kasım 2010 Cuma

TOPKAPI SARAYI, SULTANAHMET

Yerebatan Sarnıcı'nı anlattıktan sonra geliyoruz hemen aynı yol üzerinde bulunan Topkapı Sarayı'na. Osmanlı padişahlarının lüksünü, yaşam biçimlerini, altına meraklarını ve ne giydiklerini yaşayabileceğiniz Topkapı Sarayı da tarihi Sultanahmet bölgesinde yer alıyor.

Topkayı Sarayı'na nasıl gidilir? Soruyu hemen cevaplayalım. Buraya en kolay ulaşım yolu tramvay. Yani Eminönü'nün üst kısımları. Kolay bir dille anlatıyorum dikkat edin. Buraya en kolay ulaşım yolu tramvay. Tramvaya Kabataş'tan, Tophane'den, Karaköy'den, Eminönü'nden ve o yol üzerlerindeki duraklardan binebilirsiniz. Sultanahmet durağında indiğinizde kolay bir şekilde Yerebatan Sarayı'na ulaşacaksınız. Beşiktaş'tan taksi 12 TL yazıyor. Kabalalık bir şekilde gitmeyi planlıyorsanız taksiyle ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.

Türkiye'de son yıllarda Müze Kart sistemi devreye girdi biliyorsunuz. Topkapı Sarayı'nın bahçesinde bulunan gişelerden Müze Kart'ınızı alabilirsiniz. Kimliğinizi vermeniz yeterli, hemen 5 dakika içerisinde resimli Müze Kart'ınız çıkıyor. Müze Kart'ının fiyatı ise 20 TL ve bu müze kartınızla 1 yıl içinde tüm tarihi yerleri ücret ödemeden ziyaret edebiliyorsunuz. Topkapı Sarayı'na girmek için Müze Kartı almanızı öneriyorum. Öte yandan öğrenci kartınızı gösterip ücret ödemeden gişelerden biletinizi alıp içeri girebilirsiniz.

Fakat Topkapı Sarayı'nın en merak yeri Harem olduğu için buraya Müze kartınızla giremiyorsunuz. Harem kısmını görmek için içeri girip ayrıca 15 TL ödeyerek Harem'i ziyaret edebilirsiniz.

Topkapı Sarayı geniş bir alana kurulu. Tavsiyelerim kutsal hazineler kısmını ziyaret edip Musa'nın asasını, kılıcını görebilir, hazineler kısmında padişahların kullandığı şaşalı eşyaları inceleyebilirsiniz. En önemli tavsiyem ise Kaşıkçı Elması. Bu arada hazineler kısmından sonra muhteşem manzaralı bir balkona açılıyor kapılarınız. Orada da mutlaka fotoğraf çektirin.

Ayrıca balkondan da göreceksiniz. Hemen alt kısmında harika bir cafe restarant var. Burası da Konyalı'ya ait. Tarihi doku bozulmadan hizmet veren bu restaurant'ta Konyalı'nın kaliteli ve leziz yemeklerini tadabilirsiniz.

Bu arada bahçede bulunan rengarenk papağanlara dikkat. Bu papağanlar Dolmabahçe Sarayı'nı da bir cennete dönüştürüyorlar.

PAPAĞANLARLA İLGİLİ BİLGİ: İskenderiye papağanları olarak adlandırılan bu papağanlar Hindistan'dan kaçarak Topkapı Sarayı ve Gülhane civarında bir koloni oluşturmuşlar. Halk arasında mülteci papağanlar olarak da adlandırılıyor.

YEREBATAN SARNICI - SARAYI - SULTANAHMET

İstanbul'un o mistik, tarih kokan, gerçek kesminde yer alan Yerebatan Sarayı'ndayım, ikinci defa, belki de 10 yıl sonra... İstanbul'un mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olan Yerebatan Sultanahmet tarafında bulunan tarihi dokulardan bir tanesi...

Burada Yerebatan Sarayı'nın tarihinden ve neler görebileceğinizden bahsetmeyelim. Okumaktan ziyade görmek en büyük ilacınızdır merakınızda.

Yerebatan Sarayı'na nasıl gidilir? Giriş ücreti ne kadardır? İnsanlar internet ortamında araştırırken özellikle bunlara dikkat ediyorlar.

Yerebatan Sarayı Sultanahmet mevkiinde bulunuyor. Yani Eminönü'nün üst kısımları. Kolay bir dille anlatıyorum dikkat edin. Buraya en kolay ulaşım yolu tramvay. Tramvaya Kabataş'tan, Tophane'den, Karaköy'den, Eminönü'nden ve o yol üzerlerindeki duraklardan binebilirsiniz. Sultanahmet durağında indiğinizde kolay bir şekilde Yerebatan Sarayı'na ulaşacaksınız. Beşiktaş'tan taksi 12 TL yazıyor. Kabalalık bir şekilde gitmeyi planlıyorsanız taksiyle ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.

Peki Yerebatan'a giriş ücretine gelelim? Bildiğiniz gibi 2-3 yıldan beri Türkiye genelinde kabul gören Müze Kart sistemi hüküm sürüyor. Fakat Yerebatan Sarayı'nda müze kartı geçmiyor. Öğrenci tarifesi de yok. Kişi başı 5 TL ödeyerek giriş yapabilirsiniz.

Yerebatan Sarayı'nda yer alan cafede Lavazza kahvelerinizi içebilir, tarihin kokusunu hissedebilirsiniz. Yerebatan Sarayı'nda Medusa'ya ve aynı zamanda dev balıklara dikkat etmenizi tavsiye ediyorum. Öte yandan 5 TL karşılığında bir kulaklık temin edebilir gezerken Yerebatan'ın tarihçesini ve önemini dikkatli bir şekilde dinleyebilirsiniz. Saygılar

18 Kasım 2010 Perşembe

İNTİBA - BEŞİKTAŞ

Beşiktaş Köyiçi'nde tam da heykelin karşısında yer alan ve İtibar edilecek lezzet sloganıyla müşterisiyle buluşan İntiba son 2-3 yıldan beri Beşiktaş'ta hizmet veriyor. Dışarıya atılan masalarla samimi bir ortam görüntüsü veren İntiba özellikle döner ve köfte üzerine kurulu. Döneri lezzetli, iskenderi istikrarlı. Fiyatı ise 13 TL. Fakat dönerin yanı sıra masamızda siparişi verilen şinitzellerde oran iyi yakalanamamış ve yağdan çıkıp getirilmiş. Üzerinde bulunan yağları sarkıtarak tabakta ayrı bir yağ kitlesi oluşturabilirdik. Köftelerde de aynı sıkıntı var. Eğer yağ oranını düzeltirlerse İntiba yemek açısından istenilen kıvamı yakalayacak. Servis iyi, tuvaletler temiz, her yer hijyenik. Fiyatlar da bahsettiğimiz gibi. İskender 13, şinitzel 7, köfteler 8 TL. İntiba, bir özelliği olduğu için değil hemen merkezde olduğu için tercih edilebilecek bir yer Burada yemeğinizi yiyip hemen karşısındaki küçük kahveci de keyif yapabilirsiniz. Oranın ayrıntıları da başka zamana...

NOT: Bu arada Beşiktaş'ta bulunan İntiba restaurant zincirin sadece bir halkası... İstanbul'un birçok merkezinde şubeleri bulunan İntiba 22 yıldır bu işin içinde ve asıl işleri et üretimi. yani onlar üretiyor hemen müşteri olarak biz yiyoruz. Yani etlerine olan güvenimiz sonsuz. O yüzden burası hijyen ve ilk el açısından tercih sebebimizdir.

4 Kasım 2010 Perşembe

EMİRŞEYH - ERZURUM

"Burası yeni mi açıldı?" diye sordum arkadaşlara. "Hayır. Burası hep vardı. Ama öğrencilik döneminde çok pahalı olduğundan adı bile anılmadı" diye cevap verdiler. Evet, 4 yıl boyunca ilginçtir hiç duymamıştım burayı. Meğer Erzurum'a gelen burada yemek yemeden gitmiyiyormuş. Biz de öyle yaptık. 25 kişilik bir gazeteci ekibiyle bir akşam yemeği için buraya geldik. Daha önceki Erzurum turunda öve öve bitirememişlerdi, nasip bugüneymiş. Anlattıkları kadar da varmış. Burası neredeyse bir saray andırıyor. Büyük masanın başına geçerseniz kendinizi padişah gibi hissedebilirsiniz. İnanılmaz bir tasarım, Osmanlıvari bir desen var tüm tavanlarda. Girdiğiniz anda sizi büyüleyen tamamen Osmanlı geleneklerini andıran Emirşeyh'te öğrenci görebilmek neredeyse zor. Genelde Erzurum'un ve buraya misafirliğe gelen kalburüstü insanları görüyorsunuz.

Hatta bir duvarda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün burada yemek yerken fotoğrafı bile asılı. Burada yukarıda görmüş olduğunuz olağanüstü tabağa Vali kebabı diyorlar. İçinde tavuğundan içli pilavına ciğerden köfteye kadar her şey mevcut. Yanında gelen yoğurt enfes. Ayranı tadılası. Yemek açısından buraya söylenebilecek en ufak bir eleştiri bir yok. her şey tam takırında.

Fakat son zamanlarda olduğu gibi buranın fiyat konusunda da size bilgi veremiyorum. Gazeteciliğin seyahat avantajlarının yanı sıra böyle yemeklerin fiyatını hiç düşünmeden yiyebilecek olmanın verdiği haz da mutluluklarımızdan bir tanesi...

Şu ana kadar Erzurum'dan verdiğim yerler mutlaka gidip görülmesi gereken yerler. Bunları not alın. Eğer bir gün yolunuz buraya düşüp bu mekanları tercih ederseniz bana teşekkür edeceksiniz. Şimdiden kulağım çınlamaya başladı. Saygılar.

Son zamanlarda olduğu gibi fotolarımız da sizlere özel bir herkesoraya blog yapımıdır. Çok da estetik değiller aslında. Ama işinize yarar. İnternet camiasına bir upload hizmetimiz olsun.

1 Kasım 2010 Pazartesi

ERZURUM EVLERİ - ERZURUM


Erzurum turumuz devam ediyor. Burası Erzurumlular için klişe bir yer haline gelse de Erzurum'a gezmek için gelen turistlerin tam bir uğrak yeri. Mutlaka gezilmesi gereken bir yer olan Erzurum Evleri büyük bir alana kurulmuş, içinde nostaljik ne varsa barındıran (kılıçlardan, gramofonlara, udlardan eski plaklara, çömleklerden semaverlere kadar) bir Şark sofrası. Burada masada da oturabilir yere de çömebilirsiniz. Doğu'nun en leziz yemekleri, kebapları, közde yapılan Türk kahveleri, meşhur kadayıf dolmaları ve tarzına münhasır müzikleri...

Yıllardan beri orada olan bir mekan ve yıllanmış eşyalar... Burasının hijyenik olmadığını düşünebilirsiniz fakat öyle değil. Sordum, haftanın 3 günü mutlaka geniş bir temizlik yapılıyor. Genelde müşteriler ayakkabılarını çıkararak giriyorlar içeriye. İsterseniz terlik alabilirsiniz isterseniz yalınayak gezebilirsiniz. Üşenip çekiniyorsanız galoşu da tercih edebilirsiniz.

Burada fiyatlar Erzurum'un biraz üzerinde ama İstanbul'un inanın çok altında. Erzurum evleri 1 saatte bile gezerek bitiremeyeceğiz facebookluk fotoğraflar çıkarabileceğiniz bir yer. Burası önemli gerçekten. İnanın bana ve buraya uğrayın. her zaman böyle bir yer göremezsiniz.

Fotoğraflarımız özeldir. Sizin için çekildi :)

POLAT RENAİSSANCE HOTEL - ERZURUM

Palandöken'de geçtiğimiz hafta 4 yıldızlı Palan Hotel, 1 hafta sonra 5 yıldızlı Polat Renaissance Hotel. Arada fark var mı? Uzun süre kalmadığınız sürece yok. Ne kadar kurumsal o kadar kaliteli günümüz dünyasında.

Polat ailesi Erzurumlu. Yatırım olarak da Palandöken'de Dedeman'dan sonra Polat Renaissance kurdular. İlk başlarda çok da gelir getirmeyen otel Palandöken'in kış turizmi olarak büyük ivme kazanmasının ardından acısını çıkarmaya başladı. Dedeman ve Palan Otel'le beraber Palandöken'in 3 büyük otelinden biri.

5 yıldızlı otelde anlatılacak, eleştirecek, övgü dolu sözler sarfedecek herhangi bir anekdot olmaz. Bizim işimiz minibarla olsun. Su 5 TL. Red bull 10 TL. Denedik, gördük.