11 Nisan 2012 Çarşamba

KARAKÖY LOKANTASI - KARAKÖY


Sıra geldi İstanbul’un en iyi, en meşhur ve en kaliteli yerlerinden birine… Burası Karaköy Lokantası.

Karaköy Limanı’na hemen iki dakika mesafede olan lokantamız ağız tadına zevkine sefasına düşkün olanların yeri. Deniz manzaramız yok ama tarihi bir kokumuz var. Deniz manzaramız yok ama enfes tatlarımız, özenle hazırlanmış etlerimiz, tam kıvamında hazırlanmış balık ve mezelerimiz var.

Müdavimleriyle de ünlüdür burası. Sadece o gece Banu Güven, Erdal Şafakve diğer ünlü gazeteciler oradaydı. Eski Devlet Bakanı Bahattin Yücel de masamıza teşrif ederek bizi onurlandırdı, hoş sohbeti ve bilgisiyle muhabbetimize renk kattı.

Burası için anlatılacak çok şey yok aslında. Anlatılmaz, yaşanır. Bu derece de iddialıyım.

Bir Cuma gecesi Karaköy Lokantası’ndayız. Bir iş geliştirme, kaynaşma toplantısı diyebiliriz. Önceden rezervasyonumuz yapıldı, yoksa işimiz çok zordu. İlk adımımız rezervasyon yaptırmak.

Hani mekanlarda mezeler tabaklar halinde masanıza gelir siz de oturduğunuz yerden seçersiniz ya burada o yok. Eski ve daha keyifli usül. Dolaba gidiyorsunuz ve garsonun anlatımıyla seçip masanıza geliyorsunuz. Burası iki katlı bir yer. İki kişi de gayet keyifli gidebilirsiniz ama kalabalık arkadaş gruplarıyla daha eğlenceli olabilir.

Mekanın dizaynı şahane. Etrafınız mavi çinilerle süslenmiş. Gayet ince düşünülmüş. Gözü asla rahatsız etmiyor, hayranlık uyandırıyor.

Özellikle mezeler ve tatlılar çok başarılı. Köfte tercihimde hata benimdi. Rakının yanına balık yakışırdı. Olmadı.

Hesap konusunda maalesef bir bilgi edinemedim. İstesek de masadaki büyüklerimiz buna imkan vermedi.

Karaköy Lokantası hakkında anlatılacak bir şey yok. Her şey kusursuz. Gidin, eğlenin, beğenmezseniz hesaplar benden. Söz

PEYMANE LA CUCİNA - BEYOĞLU - İSTANBUL




Kısa bir Madrid arasının ardından İstanbul meyhanelerini gezmeye başlıyoruz. Önce Peymane hemen ardından da Karaköy Lokantası gelecek.

İlk önce Peymane nerededir? Burası Galatasaray Lisesi’nin hemen yan sokağından aşayı inerken sağ tarafta kalıyor. Meşhur Limonlu Bahçe’yi biraz daha geçiyorsunuz ve karşınıza Peymane çıkıyor.

Peymane Taksim’in kalburüstü restaurantlarından. Mekanımız iki katlı. İlk katında İtalyan tarzı (pizza, makarna vs…) ikinci katında ise tam Türklere has ocakbaşı var. Aynı zamanda ilk katında güzel de bir bahçe mevcut.

Uzunlamasına bir mekan ve ikinci katının hemen girişinde maksimum 7-8 kişinin oturabileceği bir ocak başı mevcut. Oturması gayet keyifli görünüyor. Mekanımızın müşterileri ise daha önce de dediğimiz gibi iyi görünüyor.

hemen yemeklere geçelim. Özellikle et ürünlerinde gerçekten başarılar. Biz ortaya et şiş ve külbastı söyledik. Özellikle külbastı parmaklarımızın yok olmasına neden oldu, inanılmazdı. Bunların yanında mezeler ise sınıfta kaldı.

Örneğin, gelen sıcak balon ekmeklerin olmazsa olmazı tereyağdır. Tereyağ ekmeğin içinde erir ve içine koyulan peynir ona harika bir tat verir. Fakat tereyağ yoktu. Peki peynir var mıydı? O da oldukça azdı. Hatta gelen irili ufaklı meze tabaklarından en küçüğü nedense en çok talep edilen peynire aitti. Bunun yanı sıra gelen ufak salatadaki nar taneleri çok gereksiz bir tat veriyordu. Onun dışında ezme bunların yanında adeta kraldı.

Mezelerden sınıfta kalan etlerde ise master yapan Peymane’nin sigara içilen bölümü ise enfes. Arkada İtalyanlardan kalma boş, devasa bir tarihi yapı var. Hafif vuran ışıklar ve kokusuyla içtiğiniz rakı sizi alıp götürüyor. Burayı bir gökdelen olarak görmeden mutlaka Peymane’yi ziyaret etmelisiniz.

Fiyat olarak ise geniş bir doğum günü ekibiyle gittiğimiz için tam fikir edinemedik. Ama sınırsız rakı ve bu yiyeceklerle beraber kişi başı 80 TL ödedik. Mekan hem temizliği, hem yemekleri hem kibar garsonları ve servisiyle gidilmeyi hak eden bir yer.

Burası 2009 yılında Kemerburgaz’da bir İtalyan restaurantı olarak açılmış ve buraya kadar gelmiş. Keyifli, öneririm.

Saygılar

Bir sonraki durağımız Karaköy Lokantası. Daha sonra 360'a, oradan Kırçiçeği’ne ve bunun gibi yerlere gideceğiz.