23 Mart 2012 Cuma

10 MADDEDE MADRID SEYAHATİ

3 günlük bir Madrid seyahatinden neler akılda kaldı? Madrid’e gittiğinizde görmeniz gereken yerler? Madrid’de nerelere gidilir? Otel fiyatları? Kalacak yer önerileri ve diğerleri…

Başlıyoruz…

ULAŞIM: İspanya’nın başkenti Madrid gerçek bir metro cenneti. Büyük bir metro ağına sahip. İstanbul’da 2 hat olduğunu düşünürsek burada tam 10 hat var. Her yere metroyla gidebilirsiniz, zaten her metro durağında görülmesi gereken yerler var. Bilet 1.5 Euro. Ama 10 gidişlik alın 15 Euro’ya… Metro girişlerindeki haritalar hayati önem taşıyor. Hatlar farklı renklerle ayrıştırılmış, dikkat edin.

Havaalanından otele  30 Euro’ya geldik, bilmediğimizden. Dönüşü ise 2.5 Euro’ya hallettik metroyla. Öte yandan taksiler her bagajınız için 2.5 Euro alıyor. Bilginize… Havaalanından direkt metroya binin. yer altında durum böyle yer üstünde ise trafik adeta yok. Kırmızı ışıklar dışında iki araba arka arkaya gelmiyor.  Ne korna gürültüsü ne de başka bir şey var. Ulaşım muazzam…

KONAKLAMA: Ben Madrid’in Tribunal mevkiinde bulunan bir hostelde kaldım. Hosteller bildiğiniz üzere konsept gereği bir odada çoklu yataklardan oluşur ve gece biri çıkıp gelip yan yatağına yatabilir. Biz bunun yerine sadece 2 yataklı ve aynı zamanda banyo tuvaletli bir oda kiraladık. Bunun için de günlük kişi başı 30 Euro ödedik. Hostel del Pez Azul’u orta yaşlarda sempatik bir kadın işletiyor. Size apartman anahtarını oda anahtarını veriyor ve siz tahta merdivenlerden çıkıp kimseyle karşılaşmadan odanıza çekiliyorsunuz. Kaldığımız hostelin detaylarını ilerleyen yazılarda aktaracağım…

YEMEK: İspanya demek tapas demektir. Tapas nedir? Kaba bir tabirle rakının yanında gelen mezelerin İspanyol versiyonu diyebiliriz. Bunlar genelde biranın yanında tercih ediyorlar. Ufak ufak tabaklarda ortalama 4 Euro olmak kaydıyla masanıza deniz ürünleri ağırlığında tapaslar geliyor. Her yerde tapas görmek denemek mümkün. Fakat mönülerde ingilizce yer almıyor. Siz en güzeli mönüden 3-4 çeşit seçin ne olduğunu bilmediklerinizden ve tadın. Farklı tatlar olsun yoksa kalamar patates ağırlıklı tapasları bildiğiniz tatları yersiniz ki buna gerek yok.

Bildiğiniz gibi Avrupa’da Türkiye dışında bir kahvaltı anlayışı yok. Öyle peynirler domatesler ballar tereyağları…  İspanyollar küçük küçük kruvasan tarzı yiyeceklerle öğünlerini geçiriyorlar. Biz ise genelde kahvaltılarımızı hostelin yakınında bulunan bir mekanda yaptık. Burada 8 Euro karşılığında sandviç söyledik ki bunlar büyük porsiyon halinde geliyor. Akdeniz sandviçinin içinde karides bile mevcut. Güzeller… Bunun yanı sıra patates ağırlıklı omletin daha yoğun halinde bulunan bir yiyecek tercih ettik. O da güzeldi. Fakat böyle bir öğün İspanyolların dikkatini çekiyor ve masanızın yanından geçen herkes size bir bakıyor.

GECE HAYATI: Doğal olarak burada da iyi bir gece hayatı vardır. Ama Guti Hernandez’in de dediği gibi İstanbul’la kıyaslanamaz bile. Ülkemizde gece hayatının en babası mevcut. Madrid’de 2-3 adet yoğun, kalabalık discolar mevcut. Bunlardan biri de yine Tribunal metro durağında bulunan Pacha. Metro çıkışta hemen arkanızda bulunuyor. Giriş 15 Euro, erkekler için ve buna iki içki dahil, kadınlara ise ücretsiz. Buraya zamanımız yetmediği ve sabahın 8'inden itibaren tüm şehri gezdiğimiz için yetemedik.

Bunun dışında İspanyolların gece hayatı tamamen sohbete dayalı. Türkiye’deki kıraathanelere benzeyen yerlere özellikle Cumartesi gecesi girmek çok zor. Yoğun bir kalabalık ve inanılmaz bir genç nüfus var. Özensiz hiçbir özelliği olmayan mekanlarda gençler devamlı ayakta takılıyor. Burada mekanın barında oturma anlayışı var. Masalar boş olmasına karşın herkes yemeğini bile barlarda yiyor. Herkesin elinde biralar şaraplar bu mekanlarda takılıyor. Madrid’in her yerinde bu tip mekanlar bulabilirsiniz. Bir saatten sonra marketler kapalı olduğu için bira bulamayabilirsiniz ama çoğu yerde Asya kökenli arkadaşlar 1 Euro’ya Mahou marka bira satıyor. Mahou Türkiye’nin Efes’i ama tadının pek iyi olduğu söylenemez. Özellikle Tribunal metrosu çıkışında da 50'ye yakın genç devamlı ayakta yerde takılıp bira içiyor. Burada hayat sokaklarda yaşanıyor. Bu tarzı seviyoruz…

SİGARA: Türk gibi sigara içmek deyiminin İspanya’da yıkılabileceği kanısındayım ki ülkede genç yaşlı herkes sigara içiyor. Fakat mekanlarda sigara içmek yasak, kapı önleri dumanlardan geçilmiyor. Bunun yanı sıra İspanyollar pek çalışmayı sevmiyorlarki dükkanlarını erken saatte kapatıp gidiyorlar. Bu yüzden sigara bulmanız zor olabilir gece saatlerinde. Bazı mekanların içinde tobacco makineleri var. ya buradan alacaksınız yada gündüzden Tobacco Shop’lardan bir iki kutu daha fazla alacaksınız. İspanyollar genelde sarma içiyor, çözümü bu şekilde bulmuşlar

GİDİLMESİ GEREKEN YERLER: Ben Madrid seyahatinden önce Ekşisözlük ve bunun gibi yerlerden bilgiler alıp gittim ve fazlasıyla işime yaradı. Şimdi  bizdeki Taksim’e benzeyen bir Sol meydanı var. Her yol buraya çıkıyor. Burada etrafta kafeler var ama asla bir Taksim gibi yoğunluk veya hengame renk yok.  Sol meydanının yanı sıra Gran Via caddesi de son derece renkli. Buranın sonu güzel yerlere çıkıyor. Her sokaktan girip geze geze yukarıya doğru çıkabilirsiniz tabii nereden Plaza de Espana’dan. Burası da bir metro durağı, buradan hareketle yukarıya doğru yürüyün alışveriş yapın vs…

Bunların yanı sıra Prado Müzesi, Prado Parkı, Palacios, Kibele heykeli ve bunun gibi gezilmesi gereken birçok yer var. İlerleyen yazılarda detaylı olarak anlatacağız…

SANTIAGO BERNABEU: İspanya seyahatimizin merkezini burası oluşturuyordu. Real Madrid-Malaga maçı için stada geldik yine metroyla. Stadın etrafında birçok alışveriş yapabileceğiniz seyyar satıcılar var ki bunlar da kulübün resmi ürünlerini satıyorlar. Aynı zamanda statta Real Madrid store da var. Buraya geldiğinizde uğramanız gereken yerlerden biri de Real Madrid müzesi. Statta yer alıyor ve girişi 15 Euro. Mutlaka görmelisiniz. Biz maç için bileti İstanbul’dan almıştık internet üzerinden. Online ticket express sitesinden. En kötünün bir iyisini aldık 55 Euro’ya. Onda da maratonun en üst sandalyelerini vermişler. Arkamızda bizden başka kimse yoktu. En kötüsü de kale arkası en üsttür. Yanımızdaki İspanyollar maçı dürbünle izliyorlardı o derece… Statta 3 Euro’ya bira alıp maç izlerken içebilirsiniz. Stat önündeki atkılar ortalama 10 Euro, anahtarlıklar 3 Euro.

HEDİYELİK EŞYA: Tarzımızdır, üzerimizde doğal bir baskı vardır ve yurt dışına çıkışta ilk önce aile ve yakınlara getirilecek hediyeler düşünülür. Özellikle Gran Via Caddesi’nde hediyelik eşya dükkanları mevcut ki İspanya’nın her yerinde bunlar karşınıza çıkabilir. hemen fiyatlardan bahsedelim. En güzel ufak hediyelerden biri Madrid bardaklarıdır. Hem Madrid hem Real Madrid hem de Barcelona bardakları almanız mümkün. Ortalama bir kupanın fiyatı 7 Euro. Bunun yanı sıra bira bardakları vs… de var. Magnetler ise 4 adeti 10 Euro veya daha iyileri 3 adeti 13 Euro gibi değişiyor. Güzel bir hatıra için ortalama fiyat 15 Euro’yu geçmez. Türk parasına çevirdiğinizde aklınız bulanabilir fakat buradaki 15 Euro Türkiye’deki 15 TL gibi düşünün, paramızın değersizliğini de anlayın… Boğa güreşi, bir Flamenco esintileriyle olan hediyeler daha çekici olabilir. Yoksa gidip duty freeye çekin parfümleri, viskileri…

CITY SIGHTSEEING: Madrid’de otobüsle şehir gezintilerinin merkezi hemen Prada Müzesi’nin önü. Buradan hareketle iki tur karşınıza çıkıyor. Ya saraylar, müzelerle eski Madrid’i yada plazalarıyla yeni Madrid’i ziyaret edebilirsiniz. İlki 20 Euro diğeri ise 24 Euro. Birçok dil tercihi var ama Türkçe doğal olarak yok. İngilizceyi seçin ve yaklaşık 1 saat süren şehir turuna çıkın. Trafik olmadığından dolayı oldukça keyifli ve kolay. Her duraktan istediğiniz gibi binebilirsiniz ve gün boyunca istediğiniz kez gezebilirsiniz.

KIZLAR VE ERKEKLER: Bir erkek olarak yanınızda Kurkova gibi bebek mi istersiniz yoksa Penelope, Hayek gibi simsiyah bir kadın mı? Tercihiniz sizi doğru yerlere götürecektir. Eğer tercihiniz ikinci şıksa doğru yerdesiniz. İspanya’nın kadınları son derece bakımlı, zarif ve ince. Simsiyah saçlar simsiyah gözler kalemle çizilmiş yüz hatları ve doğru tarz giyim anlayışları. Yolda yürürken kafanız bir sağa bir sola dönüp yalama olabilir.

Erkekler ise tabii Türkiye’dekilerden daha bakımlı. Erkeklerde ayakkabı ve ceketlerde kahverengi tonları hakim. Javier Bardem rüyasında olan kızlar için erkekler bir hayal kırıklığı yaratabilir. İtalya’yı da gezmiş görmüş biri olarak İtalya’nın erkekleri İspanya’nın ise kadınları. Olay budur… Bu arada kadınların gözleri asla boş bakmıyor. Hepsi cin gibive ilişkilerde genelde baskın olan taraftalar  Her an bomboş ıssız bir sokağın ucundan bir güneş gibi doğabilirler, dikkat…

KISACA: Genelde şöyle bir hava vardır. İspanya’da Barcelona Türkiye’nin İstanbul’u, Madrid’de Ankara’sı olarak kabul edilir. Tabii Madrid Ankara kadar soğuk ve hareketsiz değildir. Tabii denizin olmadığı yer bizim gibi deniz çocukları için daha sıkıcı olabilir. Edindiğim bilgiler Barcelona’nın daha güzel ve hareketli olduğu. Buradan da sanırım trenle gidebilirsiniz 4-5 saatlik bir yolculuk sonrası.