28 Ağustos 2010 Cumartesi

AQUA FANTASY - KUŞADASI



Ve geldik tatil maceramızın en heyecanlı, en adrenalin dolu kısmına. Aqua Park'ları ile ünlü Kuşadası'ndayız. İstanbul'dan bol biralı başlayan 3 kişilik yolculuğumuzun ilk durağı Kuşadası oldu. Neden Kuşadası? Yakın arkadaşımız Sinan Önel'i Beyaz Rusya'ya, yine yakın arkadaşımız kardeşi Gökhan Önel'i ise Hollanda'ya, Maastricht'e uğurluyoruz. Abi-kardeş bir şeylerin peşindeler. Çok zengin olacak bu adamlar. Saygı duyuyoruz.

Kuşadası'ndayız. Bir Pazar günü... Bu Pazar sahilde bira içerek, mal gibi güneşin altında oturarak geçmez. Heyecan lazım. Bol kahkaha, bol çığlık, bol korku lazım. Eee bu istekler de tek bir adres belirliyor. O da Aqua Fantasy. Dünyanın en uzun kaydırağına sahip Aqua Marine Kuşadası'nın iki Aqua Park'ından biri.

Bir Aqua Park'tan beklediğiniz her şey var burada. Dalga havuzundan, binbir çeşit kaydırağına, güzel yemeklerden, saunalı havuzuna kadar... Havuzdaki barlar da görülmeye değer.

Gelelim fiyat kısmına... Giriş katakulleye geldi, ama tahminen 30 TL ödedik adam başı. Eskiği yoktur ama fazlası olabilir. İçeride biralar 7 TL. Ortalama 15 TL'ye güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Girişte size verilen manyetik kartlara para yüklüyorsunuz ve her yerde bunları kullanıyorsunuz. Öte yandan Aqua Fantasy'nin sitesinde ilginç bir de duyuru gördüm. Bunu da sizle paylaşarak cümlelerimi noktalamak istiyorum. "AQUA FANTASY AQUAPARK'TAN MUHTEŞEM PROMOSYON......
AQUA FANTASY SU PARKI'NA 1 OTOMOBİL DOLUSU GELİN, SADECE 250 TL. ÖDEYİN........ *bu promosyon sadece binek otomobiller için geçerli olup, bagaj hariçtir.


NOT: Bir Aqua Park yazısı için pek bir yavan oldu, farkındayım. Ama siz de bu yazının yoğun bir iş günü sonucu saat 02:30'da yazıldığını bilin. Saygılar efendim

25 Ağustos 2010 Çarşamba

NİRVANA BEACH - MARMARİS


Bir haftalık tatil maceralarımızın geleneksel Marmaris günlerindeyiz. Marmaris'in güzide eczacılarından Uğur Okutucu yani Martı Eczanesi'nin misafiriyiz. En önemli not 4 erkeğiz. İşimiz zor. Sabah kafamızda düşüncelerle uyanıyoruz, 4 erkek birbirimize bakıyoruz, kimsenin soramadığı soru "4 erkek nereye girebiliriz acaba?"...

Eee adam tecrübeli, adresi veriyor. Gidiyoruz. İçmeler'de Nirvana Beach. Sorun, göstersinler. Güzel bir sahili, aradığınız birçok şeyi bulabileceğiniz bir mutfağı var. Ne hikmetse üstüste gittiğimiz iki gün de denizin hemen dibinde tam 4 adet şezlongu ise hep boş. Bize biri jest mi yaptı diyoruz, sonra ise "Yok daha neler"

"4 sapın girebildiği yerde işim olmaz" demeyin sakın, duyuyorum. Burayı tercih eden insanlar gayet medeni, gayet açık (!) Çıplaklar kampına düştük esprisi yaptıracak kadar açıklar. Üstsüz ve tangayla denize girmek isteyen turist arkadaşlarımızın mekanı burası. Biz de yanlarında 4 sap işte. Bozuntuya vermiyoruz, cool takılıyoruz, başkaları alıp götürüyor. :)

Fiyatlar uygun. Zaten özel bir beach havası yok. Şezlonglar ücretsiz. Gelip birşey içmek zorunda değilsiniz. Ama o kabalığı da yapmaz benim okurlarım. Müzikler fena değil. Akşamüstü onlar da Çeşme beachleri kıvamına gelmek istiyorlar ama şarkılara eşlik eden kadın dj'leri olduğu sürece kimseyi ayağa kaldıramazlar. Sahil güzel, belli bir yerden sonra yosunlar beliriyor. Antipatiniz yoksa problem yaratmıyorlar.

Saygılar efendim...

AKÇAPINAR TOSTÇUSU, MUĞLA



Yan masamızda 4 Yunanlı, ellerinde navigasyon. Buradan Dalyan'a gideceklermiş, Sinan'a yol soruyorlar. Sinan buranın garsonu. İngilizce'yi çat pat da olsa konuşabiliyor, sorunu çözmekte ısrarlı. 4 Yunanlı gencin yolu buraya düşer de bizim düşmez mi hiç. Gökova'dayız. Marmaris'teyiz. Neyse, tam arasındayız. Tamam, şimdi olacak. Hani o güzel ağaçlarla dolu uzun ve kullanılmayan bir yol var ya Marmaris sapağında. İşte o yolun hemen karşısı. Muğlalılar iyi bilir. Akçapınar'da tostçu.

Nasıl meşhur olduğu bilinmez. Bir köy kahvesiyken şimdi neredeyse turistik bir tesise dönüştü. Zamanında biri tostunun çok güzel olduğunu söylemiş, farklı yerler keşfetmek isteyen maceraperest vatandaşlarımız da dilden dile burayı ünletmiş.

Tostunu bir kez daha denedim fakat yine o meşhurluğu hissedemedim. Ben evimde alasını yapıyorum. Ama bakıyoruz ki insanlara bizden başka kimse tost yemiyor. Pideye sarmışlar. O da başka sefere artık. İnsanlar buraya tost, pide yemek için özellikle geliyorlarsa vardır bir nedeni deyip sizi de buraya davet edelim. Ama sırf güzel Muğla'mız kalkınsın diye...

Fiyatları da vereyim de siz köy kahvesi görün. Tost 3 TL, ayran ise 2 TL. Ucuz. Mutlaka gelin.

Bu arada fotoğraflar özel çekimdir. İnternet dünyasına hayırlı uğurlu, birkaç upload da benden olsun...

NOT: Burası Osman ve Mustafa Dalgıç'ın yeri olarak geçiyor. Son anda fark ettim.

APPLE BEACH-GÖKOVA, MUĞLA




Bu adamın elinde sihirli bir değnek var. Harabeyi saraya, samanlığı seyrana çevirebiliyor. Seziler kuvvetli, tecrübe yıllardan beri, vizyonu seyrettirir alemi. Tuncay Ergün'den bahsediyorum. Muğla'nın tek tük girişimci insanlarından biri olan Ergün, Muğla'ya büyük vizyon katan F1 Cafe (Muğla'nın gelmiş geçmiş en lüks mekanıdır ve kapitalist düzene,bir bankaya devretmek zorunda kalmıştır yerini)'den sonra şimdi sevdalısı olduğu Gökova'ya elini attı. Attı ve çehreyi değiştirdi.

Eski Orman İskelesi onun sayesinde bir cennete dönüştü. İtinayla seçilmiş minder şezlonglar, kararı zor verilmiş klas, krem şemsiyeler, anında yaşatılan hizmet ve Gökova Akyaka'nın eşsiz doğası.

Bunları, bilmeyenler ve farklı lezzetler keşfetmek isteyen heyecanlı kişiler için yazıyorum. Çeşme, Bodrum gibi gözde turizm merkezlerinin özel beachlerini aratmayan Apple Beach'e Gökova Ormanı'ndan içeri girerek ulaşabilirsiniz. Dilerseniz ormanın üst kısmından beach'in yakın bir mesafesine arabanızı park edebilir, 2 dakikada serin sularda kendinizi bulabilirsiniz.

Apple Beach'te fiyatlar da gayet makul. Buz gibi biralar 6 TL, kahve 4 TL. Yemekler ise lezzetine göre gayet normal. Fakat evet fakat şezlong başına 10 TL ödüyorsunuz. Hesabı 50 TL beklerken 90 TL ödemek zorunda kalabilirsiniz biz gibi. Tamam, mutlaka şezlonglara para ödenmeli fakat bunlar sembolik rakamlar olmalı. 5 TL olsun, 7 TL olsun ama 10 olmasın. Belki dışarıdan gelene bu ücret koymayabilir ama bizim gibi çocukluğunu Gökova'da harcayan insanlar için şezlonglara 10 TL ödemek biraz düşündürücü...

Gökova'nın o kimsesiz orman iskelesini harika bir beach'e dönüştüren Tuncay Ergün harika bir iş başarmış ve o sessiz tatil beldesine bir heyecan getirmiş. Zaten Gökova'ya ölmeden önce mutlaka gitmelisiniz, gidince buraya mutlaka uğramalısınız. Ben tam bir keyif adamıyım. Damak tadım, kulağım (ne alaka demeyin. Muhteşem müziklerle başlıyor gün ve güneşin tam üstümüzden çekilmesiyle beraber başlıyor beach müzikleri. Hande, Tarkan, Demet... Bu arada DJ de cabası) üst seviyededir. Bu işi bilirim, size Apple Beach'i kesinlikle tavsiye ederim.

8 Ağustos 2010 Pazar

EKONOMİ GAZETECİLERİ LOKALİ - TAKSİM



Önce Süt Liman dediler, sonra da Cumhuriyet meyhanesi... Olmadı, fasıl isteklerinin sonu Ekonomi Gazetecileri Lokali'nde bitti, ben de şaşırdım. 10 kişilik bir erkek topluluğunun rahat edebileceği bir yerdeyiz. Taksim'de Megavizyon'un hemen karşısında yer alan butiğin kuytu bir köşesinden çıkıyorsunuz buraya. Değişik, biraz farklı.

Eski bir daire, yüksek tavanlı, ahşap tabanlı. Ve geliyoruz merak ettiklerinize.

Geçen hafta sonunu Set Balık'ta geçirmiştim, Tarabya'da. Set Balık'ın yanında burası sıfır kalır. Hayır hayır. Set Balık boğazda değil miydi kardeşim. Orada kim bilir ne kadar öderiz demeyin. Hemen alttaki yazıyı okuyun.

Anlaşma ben gelmeden yapılmış. Kişi başı 55 TL. Sınırsız. Rakılar Efe Rakı. Set Balık'ta Tekirdağ, Efe, Yeni Rakı. Ne isterseniz?

Burada mezeler olabildiğince ufak, peynirler rejime yönelik. Kibrit kutusu kadar. Mezelerin çok leziz olmadığını söylemekle birlikte gelen sigara böreğini anlamak da zor. Sigara bile bundan daha kalın ve uzun. Bunun yanı sıra en önemli sıkıntımız ise sıcaklık oldu. Yok yok. Mekanda klima var. Rakılar, hatta sular bile sıcak. Buzlar bile nafile. Rakı içmeye gelinen böyle bir yerde sıcak su ve rakı dayanılamaz bir eziyet. Servis mekana göre çok kötü değil. Düzelebilir.

Fasıl da ortama göre ortalamanın üzerinde. Eko güzel. Ses iyi geliyor. Mekanda toplam 10 masa bile yok. Zaten fasıl da en arkada sadece 4-5 masaya hizmet veriyor. Siz kapı girişinde olanlar onları göremiyor bile. Teypten çalınsa fark etmezsiniz.

Her ne kadar içeride sigara içilmez uyarısı bulunsa da kuytu bir köşede olması yasaklardan da kaçmasına sebebiyet verebiliyor.

Su ve rakıların sıcaklığı kadar bir önemli husus da ana yemekti. Rakının ana içki olduğu fiks menülerde ana yemek her zaman balıktır. Rakı ile balık yenir. Tercihen başka bir şey de isteyebilirsiniz. Ama burada tavuk geliyor. Evet tavuk. Hem de tavuk şiş.

Gelelim yazımızın sonuna. Kişi başı verdiğimiz ücret 55 TL. Bir de Set Balık'a bakın. İyi araştırın. Kalite farkı mutlaka olacaktır mekanlar arasında. Siz de her zaman hem uygun olanını hem de kaliteli olanını seçin. Eğer tercihiniz Taksim ise alternatifiniz de boldur. Bir de başka yerlere bakın derim ben.

1 Ağustos 2010 Pazar

SET BALIK - TARABYA




Boğaz'da rakı-balık keyfi dillere pelesenk olmuş bir düzendir. Evet, boğazda rakı balık keyfini yaşatmak, insanlara hizmet etmek ve onların beğeniyle mutlu bir şekilde mekanınızdan ayrılmasını sağlamak bir düzen ister. O düzenin adresi de Tarabya'daki Set Balık. Etiler'de yumuşaklar Tarabya'da uşaklar diye düşünmeyin Türüt gibi.

Balık pek sevmem, ama burası sevdirir. Rakıdan 5 duble içerim ama burası 6'yı hatta 7'yi içerir. Rejimdeyim derim burası adamı rejimden çıkarır. Tatlı sevmem derim şeker komasına sokar burası adamı.

Tarabya'daki Set Balık ilginç bir düzene sahip. hiçbir masada rakı şişesi yok. Bittikçe geliyor. Siz son yudumu aldığınızda buzlarıyla beraber rakı çoktan doldurulmuş oluyor. Siz sadece istediğiniz ana mezeleri seçin. Seçebilirseniz.Onlarca ve hepsi birbirinden leziz. Seçtikten sonra kızarmış ekmekler de hemen masanızda olacaktır. Sizin masanıza bakan 2-3 garson muhteşem bir organizasyonla, ilgileriyle ne sizi bunaltıyorlar ne de ilgisizlik yakınmanıza neden oluyorlar.

Masanıza ara ara gelen onlarca evet onlarca harika, hiç tatmadığınız mezeler sizi ihya edecek. Hem yetiştirme hem de deniz balıkları size boğazda olduğunuzu daha fazla hissettirecek.

Yemeğiniz bitti mi? Tamam, hemen tatlıyor geliyor. 6 dublenin sonunda hatırladığım kadarıyla baklava, dondurmalı profiterol ve kagıt helva arasında muhteşem bir dondurma geliyor. Rakıyla da harika gidiyor. Şeker artıyor, kanla karışıyor, kafamız daha da yükseliyor.

Tarabya Set Balık hem fiyatları hem servisi hem keyifleri hem de güzel manzarasıyla Boğaz'da tercih etmeniz gereken ilk yer olmalı. Rezervasyonu unutmayalım, yer bulmanız neredeyse imkansız. Fiyatlara gelince. 3 kişi tam 180 TL ödedik. Ama yediğimiz önde yemediğimiz arkadaydı. Ben bu zamana kadar anladım ki güzel mezeler, güzel ikram görmemişim.

Set Balık Tarabya'da sahilde... İsterseniz kız arkadaşınızla gidin isterseniz erkek grubu olarak gidin. İlgi ve alaka her zaman, her kişiye, aynı oranda...

Saygılar. Yukarıdaki fotoğraflar da geldiğimiz ve gittiğimiz saatleri de gösteriyordur sanıyorum. Gelin buraya.