3 Mayıs 2012 Perşembe

360 İSTANBUL - TAKSİM


Baştan belirteyim, güzel bir akşam yemeği için 360 yerine Leb-i Derya’yı tercih ederim.
Mekanımızın fotoğraflarına şuradan bakalım ve devam edelim: http://www.facebook.com/360istanbul/photos?ref=ts

Burası neredeyse Müze Kart ile girebilecek bir yer olmuş, restaurant havasını kaybetmiş, bir curcuna var, asansör sırasında her daim onlarca kişi var. Şimdi olumlu yönlerini saymaya gerek yok. Herkes zaten methiyeler diziyor biraz da öteki yanından bakmakta fayda var. Başlayalım…

- Bir Cuma akşamı. Romantik  bir akşam yemeği için 360'ı tercih ettim. Buradan daha güzel yerler yok mu? Tabii ki var.  Amacımızın yüzde 70'i keşif. 3 gün önceden yapılmış bir rezervasyonla o şaşalı Mısır Apartmanı’na geldik. ‘ Asansörün önünde bekleyen tek  Türkler’ olarak yürümeyi tercih ettik. Sanat galerilerini geze geze mekanımıza ulaştık.  İlgisiz bir resepsiyon hanımefendisiyle geçen samimiyetsiz bir 2 dakikanın ardından masamıza yerleştirildik.

- İki kişi gidecekler için asıl sorun burada başlıyor. İki kişilik masalar tamamen duvar dibine yanaştırılmış ve gördüğü tek şey bar ve yandan dj manzarası. Masalar iç içe geçmiş. Aynı masada 4 farklı muhabbette bulunduğunuzu düşünün, o derece… 360'ı tercih etmenin en büyük nedeni manzara olarak değerlendirirken siz manzarasız masada birbirinizi duyabilmenin aslında ne kadar önemli olduğunun farkına varıyorsunuz. İçeride, saat 8'de, tam yemek zamanında öyle yüksek sesli bir müzik var ki bir o kadar da gereksiz. Akılları sıra Türk ezgileriyle harman edilmiş elektronik müzik. Bu arada hep aynı şarkılar çalıyor, müzik kulağım iyidir.
- Mekanımız tamamen yabancılarla dolu. Mekandaki garsonlarla beraber ‘Tek Türkler’ olarak yabancılık hissettiğimizi söyleyebiliriz. Yurtdışında birçok yer gezdik, çocukluğumuzu Marmaris’in engin barlarında geçirdik ama burada olmadı işte, yapamadık. Dedim ya müzeye dönmüş diye? Saat 8'de yaş ortalamasını düşürdük. Bizi yabancılaştıran en büyük nedenlerden biri de garsonun neredeyse mercimek çorbasını bile bize açıklamak gayretine düşmesi oldu. Neyse ki bir iki kritik soruyla garsonumuzu kilitledik.

- Yemekler gerçekten leziz. Olabileceğinin en iyilerinden ve şu ana kadar gördüğüm en hızlı servis. Mükemmeller bu konuda. Garsonlarda da doğal olarak ana dil İngilizce. Kibarlar, efendiler. Bahşişi hak ettiler

- Manzara. Tamam manzara güzel ama o kadar da değil arkadaşım. Bir kere burası 360 derece değil 240 derece, kimseyi kandırmasınlar  Önünde bulunan kilisenin buraya hava kattığı kesin. Geniş, güzel bir balkonu var. Burada da rahat rahat takılabilirsiniz.

- Rezervasyonlar 8'den 10'a 10'dan 12'ye. 8'den itibaren dakikalar geçtikçe mekanımız bir bar havasına bürünüyor. Saat 10'a yaklaştığında garsonlar yavaştan siz istemeden hesabı masaya bırakıyor. Size barda ağırlayabileceklerini söylüyorlar ve masadan kibarca kaldırıyorlar. Eğlence anlayışı gece 1.32'de başlayan biri olarak 10'da gelen bu teklife sırt çevirerek ayrılıyoruz canım 360'dan.

- Gelelim çok merak ettiğiniz hesaba  Bu iki kişilik bir doğum günü kutlaması. Bende ana yemek olarak Doğu Batı Bonfile. Biri Asyalı, biri Fransız’mış  Hanımefendide ise yoğurt, parmesan ve füme kırmızı biber esansı bulunan patlıcan ravioli. Çok havalı…

Bir şişe kırmızı şarap. Prestige Kalecik Karası. Tabii masaya ilk oturduğunuzda ‘Suyunuzu nasıl istersiniz?’ sorusu da cabası. Sodalı mı normal mi? Daha önceki tecrübelerimizden ılık olsun demedik allahtan… Kırmızı şarabımızın  fiyatı 155 TL.  Doğu Batı Bonfile orta pişmiş 49 TL. Migros gibi… Ravioli de 29 TL. (bu da hanımefendinin bir inceliği olsa gerek. Mönünün en ucuz yemeği. Ravioli de sadece 1 lokmalık)

Tabii her şey bununla bitmiyor. Yemekler bitiyor, bir manzaraya bakıp çıkacekken masanıza başka bir mönü bırakılıyor. Tatlı ve dondurma. Hem de geleneksel  Ne istersiniz diye soruyorlar? Siz de doğal olarak pişmaniyeli dondurma diye cevap veriyorsunuz…

Burada iki kişilik ortalama bir yemek 300 TL. Yemekler, servis, 240'ın manzarası nefis.

- Eglence… Taksim’in en marjinal eğlencelerinden birisi burada yapılıyor. Biz 12'den sonrasına kalmadık ama yemek arasında yapılan revü temalı 3 kadın arkadaşımızın dansını ilerleyen saatlerin habercisi olarak kabul ettik. Masaların kalkmasının ardından burada her şey değişiyor. Dansçı arkadaşlarımızla içiçe geçen dakikaların ardından kendinizden geçme olasılığı yüksek. Gecenin ilerleyen saatlerinde mekanda Türk oranı artıyor ama onlar da aralarda kayboluyor.

- Tuvalet. Pisuvarlarda buz var

- 360 bu şekilde. Garson arkadaşımıza yemek yediğimiz günün ertesi için bu yazının yazılmasına söz vermiştik ama 5 Nisan’dan itibaren epey bir zaman geçti. İyi bir garsondu. Onu alıp Marmaris’e götürebilirim. Haberi olsun

Saygılar efendim…