19 Mayıs 2010 Çarşamba

ERBAP CAFE - ÇENGELKÖY

Bu mekan denizin hemen ötesinde olsa adı Erbap olur muydu? Bebek, Arnavutköy, Rumeli hisarında denize sıfır mekanların isimlerini düşünün, bir de burayı. Arada motorla sadece 5 dakikalık bir mesafe var. Eğer burası Avrupa yakasında olsa bu tip garsonları barındırabilir miydi? İstanbul'un iki yakasının sahil şeritleri arasında inanılmaz fark var. Profiller farklı, mekanlar farklı, insanların yürüyüşleri farklı, bakışları farklı... Ama çözüm yok. Reklamda da dediği gibi 'Burası İstanbul Annecim'

Çengelköy'e sık gider olduk. Mekanları da dolaşıyoruz tabii sizler için. Süper Baba'dan tanıdığımız Çınar altı'nın hemen üstü. Merdivenden yukarıya çıkıyorsunuz sizi eşsiz bir manzara bekliyor. Normal zamanlarda burada sigara içilebiliyor ama 'brunch' zamanı sigaraya yasak var. Adaya gitme planlarının yapıldığı bir Cumartesi günü kalabalıktan dolayı yolumuz buraya düştü. Sanki yol üzerindeymiş gibi :)

Açık büfe kahvaltılar aslında bir para tuzağı... Kız arkadaşınız muhtemelen az yiyen birisidir. Bir dilim peynir, 3 tane zeytin, 2 dilim kepekli ekmek, bir yumurta, ufacık bir tereyağı hadi belki de reçel, 10 gr... Fakat sadece bu yiyecekler için ödenen miktara sinirlenmemek elde değil. Rotanız cimrilik olmasın. Ama insanları da zengin etmeyin hani...

Burada 25 Tl ödedik kişi başı bir açık büfe için. Tamam verelim. Sorun değil. Ama bari hakkını verin. Ne açık büfeler gördük, 10 çeşit peynirler, 10 çeşit zeytinler, sucuklar, menemenler, ne ararsanız... Ama ya burada. Maalesef...

Erbap Cafe'ye fazla yüklendik. Muhteşem manzarasının bir tercih nedeni olduğunu, tiryakiler için sigara içilebildiğini, yol üzerinde ama sessiz olduğunu belirtelim de ne olursa olsun hakkını da verelim...

Saygılar efendim

Hiç yorum yok: