1 Şubat 2012 Çarşamba

VONALI CELAL - LEVENT SAPPHİRE



Celal Öztürk’ün yani Vonalı Celal Usta’nın 7 çocuk, 4 damat, 12 torunu var.  Zamanında Perşembe’de yaptığı yemekler büyük üne kavuşunca bir de bu lezzetleri İstanbullular tatsın demiş ve Ahırkapı’ya hem de Kennedy Caddesi’ne gelmiş. Yine büyümüş, kitle fazlalaşmış ve çağa ayak uydurarak bir alışveriş merkezinde, Levent Sapphire’de kendine bir şube daha açmış.

Burası bir Karadeniz sofrası… Dediğim gibi, daha iyisini yiyene kadar en iyisi son gittiğim yerdir.


Yerini anlatmaya gerek yok, hemen yemeklerden başlayalım. Masadakiler: Hamsi buğulama, hamsili pilav, pideler, laz böreği, ve kedi bilal. Kedi Bilal demişken;  hem benim hem de masadaki arkadaşlarımın damak tadına uymadı ama kendisi  meşhur bir helvaymış. Hikayesi ise şöyle: Ordu’da dağlarda yaşayan Kedi Bilal bu helvayı yapar, fındık hasadı zamanı tarlalara gelirmiş. Çok sessiz yürüdüğü ve çevik olduğu için kendisine kedi lakabı verilmiş. Fındık bahçesi olmayan Kedi Bilal yaptığı helvayı verir, karşılığında fındık alırmış. Bugün Ordu’da şehir meydanında bu helvayı satırla kesip satıyorlar. Şeker, ceviz ve meyan köküyle yapılan helva ağızda hemen eriyor ama tekrar yemek isteyeceğiniz bir aroması yok. (Kopyala-yapıştır aldım hikayeyi. Zaten belli de olmuştur hani:)


Benim önümde duran hamsi buğulama şu ana kadar yediğimin en iyisiydi. Hele yanında mısır ekmeği ile bir başka oldu ama yanımda yer alan 8 arkadaş sağolsunlar ekmeği hamsinin suyuna bana bana bana bir şey bırakmadılar. Bunu lezzetini anlayın diye yazıyorum…


Zamanında Akçaabat’ta, yerinde yediğim Laz Böreği o zamandan beri aklımdan çıkmamış, bir türlü kendisine de ulaşamamıştım. Evet, kavuştum, iyi de oldu.


Gelelim hakkında en çok bilgi verebileceğimiz yemeğe, pidelere… Alışveriş merkezlerinde odun fırını yer almadığından dolayı bu tip yemekler maalesef elektrikli fırınlarda yapılıyor ve doğal olarak özelliklerini kaybediyor. Burada yenilen pideler tamam güzel, çıtır çıtır, malzemesi son derece kaliteli ama maalesef bir odun fırınından çıkan kokuyu ve lezzeti vermiyor. Burası pidesiyle de meşhur ama sanırım Ahırkapı’da bulunan şubesindeki pideyle. Pide demişken şu ana kadar ki en iyileri yazayım. Beylerbeyi Karpi ve Sarıyer pideban… Umarım ilk şubelerini ziyaret ettiğimde Vonalı Celal’i de buraya ekleyebilirim.


Onun dışında mekanda içki servisi olduğunu bundan fazlasıyla memnuniyet hissi yakaladığımı, servisin muntazam, çalışanların kibar ve çalışkan, hesapların da bir o kadar kaliteye göre uygun olduğunu sözlerime ekleyerekten Sapphire Vonalı Celal’den yazımıza son noktayı koyalım.


Bu arada buranın İstanbul’un kendi tarzında en ünlü restaurantlarından biri olduğunu da atlamayalım. Buranın müdavimleri arasında Sertap Erener, Beyaz, Rutkay Aziz, doğal olarak İsmail Türüt,Kenan İmirzalıoğlu, Cengiz Kurtoğlu gibi isimler de varmış. Ben demiyorum, internet sitelerinde öyle yazıyor. Bu da linki…http://www.vonalicelal.net/mudavimlerimiz.htm


Vonalı Celal’i mutlaka tavsiye ediyorum. Dediğim gibi kendi alanında en iyilerden biri. Eğer farklı bir lezzet, öğle arası yediğiniz yemeğe bir renk, damağınızda güzel bir ahenk bırakmak istiyorsanız gelin Vonalı Celal… Şiir gibi oldu, değdi de…



Saygılar

Hiç yorum yok: