6 Ocak 2010 Çarşamba

ŞAMPİYON KOKOREÇ - BEŞİKTAŞ


İşten sonra yenen yemeklerin tadı başka oluyor. 6'dan sonrakiler değil elbette 00:30'dan sonrakiler... Pazar gecesi büyük bir umutla Şampiyon Kokoreç'te aldık soluğu Coşkun ağabeyimizle... Onun amacı midyeden, kokoreçten öte acı yemekti. Orada çıkarıp ona bir biber versem gitmekten bile vazgeçebilirdi. Evet, bu umutla gittik ama onun deyimiyle adeta bir skandal yaşandı. Midye dolmaları söyledi büyük bir iştahla, masada biberleri göremeyince hafif bir tedirginlik, garsona bir soru ve büyük bir hayal kırıklığı... Evet, acı biber yoktu... O da bol acılı bir çeyrek kokoreçle idare etmek zorunda kaldı.

Şampiyon Kokoreç İstanbul'da bir marka. Ne anlatmaya, ne anlatılmaya ihtiyacı var. Sevmeyenleri de yok değil. Açıkcası ben sokak kokoreçlerinden daha çok zevk alıyorum. Ayakta, soğukta, kötü bir ayranla hem de sıra bekleyerek... Özellikle alkolden sonra... Gidip de masada oturarak kokoreç yenmez bana göre. Beşiktşa Şampiyon Kokoreç en güzel mevkiiye açmış dükkanı. Katlarını bile sayamadım. Servis iyi, garson çok. Tavsiye edilir...

Hiç yorum yok: