3 Ocak 2010 Pazar

CAFE Pİ - TAKSİM


Cafe Pi ile tanışmam Beşiktaş'ta gerçekleşmişti. Şu ana kadar Türkiye'nin görmediği kokteyller ilginç isimlerle alkol sevenlerle buluşuyordu. Big Babol ve Tipitip sakızlarından oluşan aromalı vodkalar muhteşem bir damak zevkine hitap ediyordu. Liste genişledikçe genişledi ve doğal olarak Cafe Pi'ler de arttı. Beşiktaş'tan seri başlarken bir sonraki durak Taksim oldu. Açılan 3 Cafe Pi'nin ardından üstüne bir de bir sokak geldi. Evet, sokak. Emek Sineması'nın (o da tarih oldu tabii) hemen arka sokağında yer alan sokakta eskiden rockerlar olurdu. Şimdilerde Küçük Beyoğlu diye adlandırılan sokak benim deyimimle 'Kalburüstü alter' lere hitap etmeye başladı. Çok güzel bir atmosfere sahip olan sokağın hepsini kapatan Cafe Pi daha geniş bir kitleye hitap etmeye başladı artık.. İstanbul'da bir Cafe Pi çılgınlığı aldı başını gidiyor. Buranın benim için bir başka özelliği daha var. Vedasından 2 yıl sonra tekrar görüştüğümüz kız arkadaşımla buraya gelmiş ve bu cafe 'bizim şarkımızla' bizi karşılamıştı. Her neyse konumuza dönelim, Cafe Pi'de kokteyller 8 TL'den başlıyor ve 20 TL'lere kadar uzanıyor. Ben Snatch filminin kokteyline 10 TL ödedim. Gayet de iyiydi. Buraya gelecekseniz bira içmeyin artık. Bakın bakalım insanlar başka hangi alkollerden zevk alıyor.

Sokağı kaplayan mekân içinde mekânlar aslında burası: La Rambla, Fabrika, Paralel ve Last Pub... Ama hepsi Cafe Pi başlığı altında çalışıyor. Tüm mekanlarda aynı şarkılar çalıyor...

fotoğraf Beşiktaş Pi'den...
İletişim: herkesoraya@gmail.com

Hiç yorum yok: