5 Aralık 2009 Cumartesi

THE HOUSE CAFE - TAKSİM


Evet... Gecenin kahramanı topuklu ayakkabıydı. Leb-i Derya'da yenen yemekten sonra Asmalımescit'e gidip takılmaktı niyetimiz ama yine ayağa vuran ayakkabımız herşeyin önüne geçti. Amacımız yine yürümeyi bırakıp ayakkabıyı çıkarıp oturmaktı taksiye gidene kadar... Neyse, Leb-i Derya'da denize nazır yenen yemeğin ardından, 5 dakikalık yolu 20 dakikada yürüdükten sonra o Asmalımescit'teki yüzbinlerce insanı aşarak kendimizi ilk yere attık. o da şansımıza the House Cafe çıktı. Bir Carlsberg bira, bir de buzlu sek bir vodka. Asmalımescit'teki the House cafe akşam yemeğinden sonra adeta bir club havasına bürünüyor. Sohbet mekanı olarak bilinen The House Cafe'de o saatten sonra birbirini duymak mümkün olmuyor. Zaten sigara yasağından dolayı herkes dışarıda ayakta takılıyor ve içeride bizim gibi maruzatlı insanlar oturuyor anlaşılan. Zaten bu durum da bizi yakından etkiledi ve maksimum 20 dakika oturabildik The House Cafe'de... Tadını da alamadık desem yalan olmaz...

Hiç yorum yok: