3 Haziran 2010 Perşembe

SUADA - KURUÇEŞME



Dört tarafı denizlerle çevrili bir yerde buldum kendimi... Yok yok Kınalıada değil. Hayır; Büyükada'da değilim. Buranın adı Suada. Nam-ı diğer Galatasaray adası...

NTV Spor'un o büyük gecesi için Suada'dayız. Mini eteklerini kuşanmış onlarca kadın, en şık takım elbiselerini tercih eden onlarca yakışıklı, temiz yüzlü erkek... Son zamanlarda görüp görebileceğiniz en nezih, en şık ortam ve İstanbul'un orta yerinde bir ada. Ne Sortie'ye benziyor ne Reina'ya ne de Blackk'e. Kendine has bir üslubu, kendine has bir bakışı var.

Kuruçeşme'de iniyorsunuz ve ufak teknelerle adaya yanışıyorsunuz. Teknenin ortamı zaten nasıl bir ortama gideceğinizi belli ediyor, "ben burada kalıyım adaya gitmesek de olur" diyorsunuz. İşte o kadar...

Bu blog yazarının ikinci ziyareti. Daha önce de Galatasaray'ın şampiyonluk balosunda Eric Gerets'in masasından size bildirememişti, kısmet bugüneymiş...

Suada ortam ve romantizm açısından İstanbul'un kuşkusuz en iyi yeri. Evlilik teklifi, romantik bir akşam yemeği için birebir. Fiyatlar açısından bir bilgimiz yok fakat böyle gecelerde garsonlara oynamanın önemini biliyoruz doğal olarak.

Gecenin ikisinde masamıza yığılan viskiler, meyve tabakları, çerez karışımları bunun bir göstergesidir. Eeee burası İstanbul annecim. Ne benzer Marmaris'e ne benzer Alaçatı'ya. Burası Nasreddin Hoca misalidir her zaman. Ye kürküm ye...

Suada. Burası bambaşka bir yer. Dedik ya dört tarafı denizlerle çevrili... Üsküdar'daki Beylerbeyi'ndeki Bebek'teki Ortaköy'deki sevgilinizi izleyin her dört bir tarafından. 4 tane mi var... Boşverin olsun. İstanbul'dayız ya... Hayat farklıymış meğer burada.

Hiç yorum yok: