Açık büfe kahvaltılara, otellerdeki her şey dahil sisteme karşıyız… Açık büfe, tamamen bir göz boyama ve bir para ütme sanatıdır. Nasıl her şey dahil sistemde yemekler sadece görüntüden ibaret, içkiler adam öldürecek cinsten rezilse açık büfe kahvaltılarda da her şey özensizdir. Nasıl mı? Güzel güzel dizilen peynirler, hoş görüntüsü olan börekler, kıpkırmızı (!) domatesler ve niceleri…
Açık büfe kahvaltı için bugün Otağtepe’deyiz. Beykoz’a bağlı bulunan Otağtepe’deki Güzelcehisar Cafe Restaurant. Mekan yeşillikler içinde, kuş sesleri sessizliğinde, Otağtepe’nin de tepesinde bir yer. Otobüsle ulaşım imkanı yok. Ya taksiyle ya da kendi özel arabanızla gideceksiniz. Büyük bir tepeyi tırmanacaksınız.
Güzelcehisar Cafe gerçekten İstanbul’da bulunması güç enfes manzaralardan birine sahip. Rumelihisarı’nın olduğu bölgeye neredeyse kuş bakışı bakıyorsunuz ve yeşille mavinin buluşmasının ne demek olduğunu öğreniyorsunuz. Manzara harika. Ama gelelim diğer özelliklerine. Açık büfe kahvaltının fiyatı tam 37.5 TL. Açık büfe saat 15′lere kadar açık tutulsa da malzemelerin yenilenme süresi zaman alıyor. Çay sıkıntısı büyük. Kendi imkanınızla çay alma olasılığınız olmadığı için garsonlardan çay servisini beklemek zorundasınız ki bu durum içler acısı. Kahvaltı biterken gelen çaylar, termostan doldurulan çaylar kahvaltı zevkinizin önüne geçiyor. Sadece peynir bolluğu ile dikkat çeken açık büfede yumurtalı ekmekler bir yıllık yağ ihtiyacınızı karşılayacak cinsten… Görüntüsü güzel olan kekler ile bir şeker hastası hayata gözlerini yumabilir siz de 1 hafta şeker almadan yaşayabilirsiniz. O derece rezil… Sarmalar kötü, kızartmalar özensiz, kahvaltının en önemli öğesi ekmekler ise fazla yemenize engel olunması için oraya konulmuş gibiler…
Evet, böyle bir mekan, böyle muhteşem bir manzaraya sahip olan mekan anca bu şekilde kötü işletebilir. Garsonların çok kaba olduğu yazılıp çiziliyor internette, ben pek şahit olmadım, herhalde ekip değişmiş. Öte yandan bu kadar yazdığım yemek kalitesizliğine karşın alınan 37.5 TL, iki kişi 75 TL ile (babaanneme göre bir aylık pazar masrafı) çok daha güzel, daha elit daha kaliteli bir kahvaltı edebilirsiniz. Açık büfeyle göz doldurmanıza gerek yok. Manzarayı da geçtim. Sizi İstanbul’un en elit bölgelerinde denize sıfır bir bölgede kahvaltı ettirebilirim. Oradan da yürüyerek bir sahil turu atıp hemen yürüyerek kahvenizi yine en kaliteli yerlerde içmenizi sağlayabilirim. Açık büfe kahvaltı yaptıramam belki ama 37.5′a sınırsız çay ve bir kahvaltı tabağı veya bir peynir tabağı+güzel bir omlet, sucuklu yumurta+menemen yedirebilirim. Zaten pazar kahvaltısı da bu değil midir?
Gelin dönün manzara sevdasından. Asıl manzara bir masada ve asıl keyif de yemeklerin lezzetinde olur. Güzelcehisar’ı ve diğer açık büfeleri tavsiye etmiyorum. Çarşı açık büfeye ve her şey dahil sisteme karşı değil mi hala?